Van, merkez üssü Tabanlı Köyü olan 7.2’lik depremle sarsıldı… Yüzlerce kişi öldü, binlerce de yaralı var…
Türkiye’nin sayılı büyük depremlerinden birisi olarak tarihe geçen bu sarsıntı çarpık kentleşme, kalitesiz yapılar, deprem bekleyen şehirde evdeki eşyaların duvarlara sabitlenmemesi ve benzeri gibi eksiklik ve aksaklıkları bir kez daha hatırlattı ancak bunun dışında çok farklı bir tartışma gündeme oturdu…
Deprem haberinin ilk geldiği dakikalarda böylesi bir tartışmanın oluşacağı kimsenin aklının ucundan dahi geçmemekteydi. Ancak daha sonra özellikle sosyal medyada başlayan yorum yağmuru ilerleyen süreçte televizyon ekranlarına da taşındı. Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların çoğunlukla Kürt olması tartışmanın başat unsuru oldu çıktı.
Deprem felaketinden kısa bir süre önce yaşanan terörist saldırılar ve verilen şehitlerin acısı tazeyken, bölge halkının teröre destek verdiği ve bu depreminde bu desteğe bir ceza olabileceği iması yazıldı- konuşuldu…
Terör örgütünün kışkırtmalarına kanan bölge halkının bir kısmı devlet otoritesinin yokluğuna inandırılıyor. Devletin kendilerini dışladığını, yatırım yapmadığını - Anadolu’nun birçok ilinde de yatırım eksikliği mevcuttur- hizmet getirmediği ileri süren bölge halkı bu duruma kendisini inandırıyor. Bölge halkının içinde, Kürt vatandaşların dışlandığını ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü ileri sürenlerin bu tezi 7.2’lik sarsıntıyla yerle bir oldu. Deprem sonrasında yapılan yardımlar bu ‘dışlanmışlık’ iddialarının ne kadar da boş olduğunu bir kez daha ortaya koydu…
Anadolu’nun pek çok şehrinin mağdur olduğu yatırım dengesizliğinin kurbanlarından olan doğu illerinden Van’daki deprem sonrası Türkiye’nin her yerinden hatta başta Avrupa ve ABD’deki olmak üzere dünyadaki birçok Türk, elinde avuncunda ne varsa deprem bölgesindeki vatandaşlara ulaştırmaya çalıştı.
Anadolu’nun pek çok şehrinin mağdur olduğu yatırım dengesizliğinin kurbanlarından olan doğu illerinden Van’daki deprem sonrası Türkiye’nin her yerinden hatta başta Avrupa ve ABD’deki olmak üzere dünyadaki birçok Türk, elinde avuncunda ne varsa deprem bölgesindeki vatandaşlara ulaştırmaya çalıştı.
İngiltere’nin Liverpool ve İspanya’nın Real Madrid spor kulüpleri yayınladıkları mesajlarla bölge halkının acısını paylaştıklarını belirtirken, yine İspanya’nın Valencia takımının oyuncuları, Türk futbolcu Mehmet Topal’ın önerisi sonrasında o haftaki maçlarına kollarında siyah bantla çıkarak Van’a destek mesajı yolladı…
Yapılan bunca yardım ve desteğe rağmen deprem sonrası girişilen çalışmaları eksik bulan ve bunu da depremden etkilenenlerin çoğunluğunun Kürt olmasına bağlayanlara en güzel cevap olacak örnek aslında Simav’dır. 19 Mayıs 2011 tarihindeki 5.7’lik Simav depremi sonrasında halen evine kavuşamayan insanların olduğunun hatırlatılacak olması, belki konuyu daha iyi değerlendirmemizi sağlayacaktır. (TOKİ’nin sitesinde konutların 2011 kış aylarından önce teslim edileceği duyurulmaktadır. Bkz: http://www.toki.gov.tr/ )
Belki şimdiki hengame içinde Van halkı bu dayanışmanın çok da farkında değil. Ancak toz- duman dağıldığında ve depremin yaraları -her ne kadar giden canlar geri gelmeyecek ve hafızalardaki hüzün, kalplerdeki acı hep taze kalacak olsa da-sarılmaya başlandıktan sonra bu desteğin büyüklüğünü daha iyi anlayacaklardır…
Anlayacaklardır ki Türkiye’nin doğu illeri ve Kürt vatandaşlar, ne dışlanmışlar ne de ayrımcılığa tabi tutulmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tümü orada yaşayan insanları kendi evlerinin bir ferdi olarak görmüş ve görmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder