İdeolojik Yönetimde Güney Amerika Sosyalizmi




Özellikle Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından artık ideolojik çekişmelerin sonunun geldiği ve  Francis Fukuyama'nın da belirttiği gibi 'Tarihin sonunun' yaşandığı bir dönem olarak düşünülmekteydi.

Ancak aradan geçen zaman bu düşüncenin hiç de doğru olmadığını gösterdi. SSCB'nin dağılması ve Sosyalist Doğu bloğunun çökmesi sonrasında sosyalizm, dünya siyaset sahnesinde gerilese de asla sahneden tamamen çekilmedi. Her ne kadar ekonomik sistemi tartışılsa da en büyük sosyalist ülke olarak Çin varlığını korurken, Çin'in dışında Kuzey Kore, Küba, Venezuela, Vietnam gibi ülkeler hala farklı varyasyonlarla da olsa sosyalist hükümetlerce yönetilmektedir.

Şimdilik kapitalist ve sosyalist ideolojilerin farklı yorumlarının dünya ülkelerine dağılmış olduğu görülse de farklı ideoloji ve düşünceler de olası ortaya çıkma potansiyellerini sürdürmektedirler...

İşte Güney Amerika'da bu konuda öne çıkan kıtalardan biri oldu. Bu bölgenin ideolojik yönetim konusunda öne çıkmasının nedeni ise kıtadaki ülkelerin blok olarak sosyalizme kaymasında dolayıdır. Henüz 1 Ocak 1959 tarihinde Küba'da başlayan kömünist yönetim - Halen varlığını sürdürmekte ve bugünlerde 53. yılını kutlamaktadır- özellikle Soğuk Savaş'ın bitmesi ve 2000'li yıllarda ABD'nin bölge üzerindeki baskıcı denetiminin bölge halklarını isyan noktasına getirmesi ve IMF politikalarıyla iflasın eşiğine gelen bölge ülkelerinin akibeti Venezuela önderliğinde diğer ülkelerin de sırayla yapılan seçimler sonrasında sosyalist liderleri iş başına getirme eğilime dönüşmüştür.

İşte ideolojik yönetim planında ön sıralara yerleşen Güney Amerika'daki ülkelerin sosyalizme yaklaşma öyküleri ve el değiştiren yönetimler...



* PERU: Yeni Chavez Humala

Peru Gama 'Peru kazanıyor' sol ittifakı 5 Haziran 2011’deki seçimde yerli kökenli eski bir subay Ollanta Humala ile zafere ulaştı. Humala’nın ikinci bir Chavez olması bekleniyor. Sol ittifakın adayı olan Humala radikal bir anti-kapitalist ve emperyalist söyleme sahip.

URUGUAY: Tupamarolar liderleri Mujita ile iktidarda


29 Kasım 2009’daki seçimde Uruguay’da devlet başkanlığına sol ittifak Geniş cephe’nin (FA) adayı eski gerilla lideri Jose Mujica seçildi. Yeraltında faaliyet gösteren Tupamaros Ulusal Kurtuluş Hareketi (MLN) kurucularındandı. 15 yılını tek başına bir hücrede geçiren ve işkenceye uğrayan 76 yaşındaki Mujica, Geniş Cephe'nin parçası olarak Halk Katılım Hareketi'ni (MPP) kurdu.

NİKARAGUA: Sandinistler yine yeniden işbaşında

Sandinist Ulusal Kurtuluş Cephesi (FSLN) ve uzun süredir liderliğini yapan Daniel Ortega, 5 Kasım 2006’daki seçimlerde devrimle ele geçirdikleri, daha sonra bir genel seçimle kaybettikleri iktidarı bu sefer 'demokratik' bir yolla yeniden kazandılar. 'Sandinistlerin dönüşü' Latin Amerika'daki sol dalga için büyük bir öneme sahipti. 1979'da Sandinistlerin önderliğindeki halk hareketi Samoza diktatörlüğünü ve onun arkasında olan ABD destekli kapitalist ve toprak ağaları rejimini yerle bir etti. 1990’a kadar 11 yıl Sandinistler iktidardaydılar.

EL SALVADOR: Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi geri döndü!


Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi (FMLN) 18 Ocak 2009’daki seçimden kazanarak işbaşına geldi. FMLN’nin adayı Mauricio Funes aynı yılın 15 Mart’ında Devlet Başkanlığı’na seçildi. Funes FMLN'nin gerilla mücadelesine katılmamış şehirli aydın kadrosundan geliyor.

BREZİLYA: Eski bir kadın gerilla devletin tepesinde

İşçi Partisi 2002’de oyların yüzde 61’ini alan sendika kökenli solcu lider Luis Inacio Lula da Silva ile iktidara geldi. İki dönem işbaşında kalan Lula geçen ekimdeki seçimlerde yerini eski bir gerilla komutanı olan Dilma Rousseff’e bıraktı.

VENEZUELA: '21. yüzyıl sosyalizmi'nin peşinde


Devlet başkanlığı süresince bir darbe girişimi, bir ulusal grev ve aleyhine sonuçlanan bir referandum atlatarak siyasi arenada kalmayı başaran solcu lider Hugo Chavez, 1999’dan bu yana aralıksız olarak işbaşında. Chavez kıtada ABD emperyalizminin baş düşmanı konumunda bulunuyor. Devlet başkanlığına seçildiğinden beri, ABD karşıtı söylemini koruyor ve bu ülkeye emperyalist emelleri olduğu gerekçesiyle sert eleştiriler yöneltiyor. ABD, Chavez’e, Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro ile olan dostluğu sebebiyle de sıcak bakmıyor.

BOLİVYA: Yerli kökenli Evo ABD’nin belalısı

Adını Simon Bolivar’dan alan Bolivya’nın yerli kökenli ilk lideri olan Evo Morales, Sosyalist Hareket Partisi’nin (MAS) lideri. Koka yaprağı yetiştiren köylülerin hareketi olarak bilinen 'cocalero' hareketinin de önderliğini üstlenen Morales, 2005’te yönetimi devraldı. Yerli halklara 500 yıldır uygulanan baskı politikalarını giderme sözü veren Morales, Chavez’in yakın müttefiklerinden. Morales, ülkenin geniş doğal gaz kaynaklarını kamulaştırma politikası izliyor. Morales’in ayrıca, okullarda yerli dillerinin öğretilmesi ve din reformu gibi radikal sosyal açılımları da bulunuyor.

EKVADOR: Batı eğitimli ABD karşıtı solcu lider


2006 yılında yapılan seçimlerde eski Ekonomi Bakanı Rafael Correa devlet başkanlığı koltuğuna oturdu. IMF’ye, ABD’ye ve serbest piyasa ekonomisine karşıtlığıyla bilinen Correa, Latin Amerika’nın Washington’u dengeleyecek bir güç olarak ortaya çıkmasını dilediğini açıkça dillendiriyor. Correa iktidardaki partisi Ülke İttifakı Hareketi (AP) ile toplumsal ve siyasal dönüşüm için seferberlik ilan etmiş durumda.

PARAGUAY: Solcu rahip ve 'kurtuluş teorisi'


Kıtanın en muhafazakâr ülkelerinden olan Paraguay’da eski bir rahip olan Fernando Lugo sekiz küçük sol partinin oluşturduğu 'Değişim için Yurtsever İttifak' grubunun adayı olarak 2008’de seçildi. Bu gruba, partilerin yanında sendikalar ve köylü hareketleri de destek verdi. Colorado Partisi’nin 60 yıllık iktidarına son vererek başkanlık koltuğuna oturan Lugo, komşuları Uruguay ve Brezilya gibi sol bileşenlerin önemli bir parçası. Kıtaya özgü sol ideoloji ve Hıristiyanlık arasında paralellikler çizen 'Kurtuluş Teorisi'nin savunucusu.

KÜBA: Castro kardeşler sosyalizmin yılmayan sesi


Küba, yalnızca Karayipler ve Latin Amerika’da değil Dünya’da da anti-emperyalist duruş ve direnişin bir simgesi durumunda. 1959’dan bu yana ülkede sosyalist bir yönetim bulunuyor. Küba Komünist Partisi iktidarı Fidel Castro’nun ardından Raul Castro tarafından temsil ediliyor.

ARJANTİN: Peronist kadın lider zayıf halka

Merkez sol Cristina Fernandez Kirchner bölgedeki sol iktidarların belki de en zayıf halkasını oluşturuyor. Eşinin ardından iki yıl önce yönetime gelen Kirchner 'Peronist' söyleme sahip ve popülist politikalar yürütüyor.
---------------------------

* Birgün Gazetesi- Eleştirel Kültür- Güney Amerika'da Sol Dalga- 12 Haziran 2011








Yorumlar