Kusura bakma! Üfledim ve uçtu işte hepsi


Hiç kusura bakma!

Ne o zamanların nisanını değişirim senin temmuzuna, ağustosuna; ne de yağmurunu güneşine, gökkuşağına...

Bir iki tane de ağaç olsa, duvarlarını severdim ben o bahçenin.

Tırmandığım, yaslandığım. Yalnızlığımı paylaştığım.

Yerler toprak değil asfalttı belki ama içine çekemez yansıtırdı yağmuru, damlaları ve seni.

Ben bizi düşünürdüm.

Damlaların bombardımanında vurulurdum, her adımda. Yağmura, sana, kışa, baharlara.

Hiç kusura bakma arkadaş!

Biz istedik olsun mekanımız salaş.

Hiç uğramazdı sanki o zamanlar bize telaş.

Beyhude çabalardan sakınırdık gövdemizi.

Düşünürdük teneffüslerce, okurduk derslerce, dinlerdik gecelerce ve severdik yağmur yağabildiğine.

Yok arkadaş yok!

Sana veremem. Ne o dakikaları, ne o kitapları, ne de üstü karalı sıramı.

Hepsi yok oldu ve hepsi bende.

Arasam bulur muyum ki zamanın çekmecelerinde?

Aaa bak ne buldum onların yerine. Kurumuş bir çiçek, dağılmak üzere.

Üfledim ve uçtu hepsi. Çiçek, dakikalar, damlalar ve senli zamanlar.

Haydi şimdi güle güle...

Yorumlar