İstenince oluyormuş!


 
 
Şehir hayatı, koşuşturma, birbirini kovalayan gece-gündüz ve geçen günler, aylar, yıllar... Koca koca şehirlerde binalar arasında, asfaltlar üzerinde ömürler bitip gidiyor. Konunun muhasebesi yapıldığında da 'iş hayatı, ekmek parası, yaşam mücadelesi' kelimeleri hemen savunma kürsüsüne geçip konuşmaya başlıyor. Ancak hem 'şehirde' yaşayıp hem çalışıp, üretip hem de 'insan' gibi yaşamak da mümkün.
 
Bunun en güzel örneklerinden birisi de Almanya'nın Freiburg şehri. 200 binden fazla bir nüfusa sahip olan bu şehir Almanya'nın güneybatısında yer alıyor. Kentte yaşayan insanlar yine çalışıyor, üretiyor ancak insan gibi de yaşamasını biliyor. Enerjilerini kendileri, üstelik doğal yollarla üretiyorlar. Rüzgar ve güneş enerjisinin yanı sıra nehirlerden de baraj kurmadan, çevreye zarar vermeden elektrik enerjisi üretebiliyorlar.
 
Yerel ve yerinden yönetimde de önemli mesafeler kateden Freiburg halkı, birçok konuda kendi kararlarını verme yetkisine sahip. Motorlu taşıtların az sayıda bulunduğu kentte ulaşım daha çok bisikletle sağlanıyor. Böylelikle çevre kirliliğinin önüne bir set daha çekilmiş oluyor.
 
Her sokağa çıktığında, durakta otobüs beklediğinde ya da otobüse bindiğinde aracın camlarından içeriye dolan havada mazot ve sigara dumanı karışımı zehiri soluyan, solumak zorunda kalan bir kentin, İstanbul'un bir şehirdaşı olarak bu bilgileri öğrendikten sonra demek 'isteyince oluyormuş' diye düşünmemek elde değil.
 
İZ TV'de Coşkun Aral tarafından hazırlanan belgeselin bir bölümü de bu yeşil şehir Freiburg'a ayrılmış. İnternet üzerinden belgeselin tamamnı izlemek için üyelik gerekse de aşağıdaki linkte yer alan kısa fragman, birkaç satırlık bilgi ve az sayıdaki fotoğraf dahi insanın kafasında belli çizgilerin oluşmasına yetiyor.
 
 
 

Yorumlar