Şimdi mi istersiniz yoksa yaşlanınca mı?


Sabah uyanılıyor. Çalar saat ya da telefona bir tokat... Ve sonra başlasın hayat! Gün boyu bir koşuşturma. Okulda sıralar ve koridorlar arasında, ofislerde yazıcı ve bilgisayarlar arasında, sokakta ise trafik ışıkları ile arabalar arasında. Gün sonunda ise yorulmuş, acıkmış ve zehirlenmiş bir vücutla önce evdeki koltuğa, ardından da yatağa yığılma safhası. Ertesi gün ise yine aynı.

Bu koşturma içinde iple çekilen hafta sonu tatili... Eğer ay içine bir dini ya da milli bayram gelirse bir de o günler. Koskoca 365 günlük yıl içinde ise kullanılacak olan 'senelik' izin beklenir durulur. Bu beklenen günler hemen geçer ve yine devam!

Vücudun enerjisi bitmeye yüz tutunca da gelsin emeklilik! Onca yıl çalışıp biriktirilenler 'rahat' bir hayat için yatırılır. Ama sefası kimi zaman sürülür, kimi zaman da yarıda kalır ve insanlar göçer gider bu fani dünyadan.

Peki ömür boyu çalışıp da sürekli hayali kurulan bu hedeflere yaşlanmadan, hastalanmadan ya da ölmeden önce ulaşmak mümkün değil mi? Yine çalışılacak elbet ama neden robot gibi olsun bu? İnsan gibi de çalışılabilir elbet. Ama hemen akıllarda 'nasıl?' sorusu beliriyor. Çünkü günümüz dünyasında 'çalışmak' demek bir nevi robotlaşmak kelimesiyle artık neredeyse aynı anlama gelir olmuş da ondan.

Aslında bu durum bir çok farklı yerde de gündeme gelmiyor değil. İşte o platformlardan birisi de Çocuklar Duymasın dizisi. Dizide yer alan Mustafa Ali karakteri, bakın bu durumu nasıl da güzel özetliyor:

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN...


Yorumlar