Şehrime bir çiçek aldım, toprağına diktim. Beni koynunda barındıran, yalnız bırakmayan, ben gitmeden benden gitmeyen şehrime...
Yalnızken yalnız bırakmayan, çiftken de kıskanmayan, bilmem
belki kıskansa da bana sokaklarını kapatmayan, yağmurlarda deniz, kışları yer
yer duman kokan şehrime bir çiçek aldım.
Ölsen de sen istemedikçe aksini içinde kaldığın şehrine bir
çiçek almışsın çok mu? Gidecek olsan da son tabelasına kadar seni uğurlayan
şehrin var ya hani. Hangi dilde konuşursan konuş sana cevap vermeye çalışan, o
gri, o yeşil bilmem belki de o mavi şehrin…
Sev şehrini, ona bir çiçek al bugün. Ek toprağına. Şimdiye
kadar kirlettiğin sokakların, kırdığın dalların hatrına, sevdiğinin üzerine
kahve dökmüşçesine ya da onun kalbini kırmışsın gibi sanki bir çiçekle sünger
çek hatalarına. Çiçeğinin renginde beyaz değil belki ama, rengarenk bir sayfa aç
şehrine yeni mektuplar yazabileceğin.
Yorumlar
Yorum Gönder