Otobüs kalkamdan bir bardak daha, Kafe Kundera'da...


Çay içmek, kahve içmek, bir şeyler içmek işte… 

Evde, yolda ya da her hangi bir kafede…

Kimi bir gidiş öncesi olur kimi de oturmaktan sıkıldığınızda belki ama ikisinde de ayrı bir zaman dilimi içinde olma hissi belirebilir içinizde. 

Evinizin balkonunda sabahın yalnızlığında ya da gecenin sessizliğinde yudumladığınız kahvenin içimi ne kadar yavaşsa sonrasındaki adımlarınız da genelde onun kadar yavaş olur. Alırsınız size eşlik eden hırkanızı, terliğinizi ve tutarsınız yine miskinliğin yolunu.

Ama bir yolculuk öncesi son dakikaları doldurmak için bardağa doldurulan sıcak bir içecek sonrasında adımlarınız daha da hızlanacaktır muhtemelen, o sıcak içeceği o kadar hızlı içemeseniz de ya da içmek istemeseniz de… 

Bir uçak yolculuğu öncesinde havaalanında içilen bir çay, bir otobüs seyahati öncesinde terminalde içilen bir çay ya da bir tren seferi öncesinde garda içilen bir şey… Yudumlar biter adımlar başlar. Hava artık belki de kararmak üzeredir. Akılda yeni planlar seyahatin verdiği dinamizmle yeni kaçış planları belki beyin kıvrımlarında. 

Belki otobüs terminalinin ordaydı Kafe Kundera da. Belki yine akşam olmak üzereydi ve hava yine soğuk. Hani önündeki bardakta duran suyu gücün olda da bulutlara çarptırabilecek kadar yükseğe atabilsen, sana kar olarak geri dönecek kadar soğuk bir hava taa yukarılarda. Daha vakit var otobüsün kalkmasına, karanlık ama güvenli yollarda ilerlemesine. O zaman gelsin sıcacık bir kahve sana bu yabancı şehirde. Haydi afiyet olsun…


Yorumlar