Uzayda Hint rüzgarı


Uzay yarışı, bilindiği üzere ABD-Sovyetler Birliği çekişmesi döneminde kızışan ve artık bir rekabete dönüşen bir mecra. O dönem bir güç gösterisi halinde olan uzaya çıkma hevesi şimdilerde biraz kabuk değiştirmiş olsa da emperyalist ve sömürgeci bir anlayıştan çok da kurtulamamış gibi gözüküyor. Her ne kadar Rus uzay istasyonu MIR, 2001 yılında faaliyetine son verip onun yerine pek çok ülkenin katılımıyla oluşturulan Uluslararası Uzay İstasyonu uzayda boy göstermeye başlasa da amaç yine de bilimsel araştırmalardan çok rekabet alanında sürüyor gibi gözüküyor.

----------0----------
Gezegenlerin etrafında başı boş dolanan uydular, muhtelif gezegenlerin topraklarına dikilmiş rengarenk Hint kumaşları, uzay mekikleri içinde tüttürülmeye çalışılan tütsüler ve tabi kim bilir belki de uzaya giden ilk inek… İlginç bir uzay macerası olsa gerek…
----------0----------

Tüm bu gelişmeler yaşanırken gezegenlerden birisine uzay aracı gönderen ülkeler kervanına Hindistan da katıldı. ABD, Rusya, Çin gibi süper güç ve süper güç adayı ülkelerin uzay yarışında ön saflarda yer almasına alışık olan dünya bu kez Hindistan’ın benzer bir hamle yapmasına şaşırdı belki ama Hindistan da uzun yıllardır geleceğin süper güçlerinden birisi olarak işaret ediliyor. Nükleer silah gücüne sahip olan, bir milyarı aşan nüfusu ile gelişen ekonomisi de göz önünde bulundurulduğunda Hindistan’ın gelecek yıllar içinde dünyada söz sahibi bir ülke olması beklenebilir.

Ancak bu gelişmelere karşı çelişki oluşturan bir durum var. O da Hint halkının ta kendisi. Hindistan her ne kadar gelişen ekonomisi ve mevcut potansiyelleri ile geleceğin süper gücü olarak gösterilse de bu durum Hint halkının pek de umrunda değilmiş gibi gözüküyor. Gidip görmüşlüğümden değil ama televizyondaki belgesellerden izlediğim kadarıyla Hint halkının hiç de öyle ‘Uzaya çıkalım, süper güç olalım, ABD’yi Rusya’yı Çin’i geçelim’ gibi bir dertleri yok. Bırakın dünya ülkelerini, kendi yaşadıkları çevre dışından daha uzaklarla pek de iletişim kurmadan kendilerini mutlu hissederek yaşayabiliyor gibi gözüküyorlar. Üstelik de bu mutluluklarını içinde bulundukları yokluk ve yoksulluğun içinden çıkararak.

ÜŞENGEÇLER MARS'A GİDERSE...

Bu mutlu olma yolu, dışarıdan bakanlara hayatı yaşanmaz kılacak boyutlara ulaşarak artık bir boş vermişlik, umursamazlık, vurdum duymazlık ve bütün bunların birleşiminden oluşan ‘yok artık’ deme boyutuna da ulaşabiliyor. İşte tam bu noktada Mars’a araç gönderen, her ne kadar modern ve rekabetçi Hindistan gibi gözükse de aslında Mars’a araç gönderenler dolaylı yoldan bu umursamaz ve boş vermiş insanlar da oluyor.


Peki bu ikinci yoldan gidecek olursak ve ilerleyen yıllarda uzay maceralarında ülkelerin daha geniş kapsamlı programlara imza atacağını var sayarsak bu pastadan Hindistan’ın payına ne düşer sizce? Gezegenlerin etrafında başı boş dolanan uydular, muhtelif gezegenlerin topraklarına dikilmiş rengarenk Hint kumaşları, üşengeçlikten zamanında gerekli tuşlara basmayan Hintli çalışanların meydana getirdiği uzay kazaları, uzay mekikleri içinde tüttürülmeye çalışılan tütsüler ve tabi kim bilir belki de uzaya giden ilk inek… İlginç bir uzay macerası olsa gerek…



Yorumlar