HDP tam da köşeye sıkışmışken...


7 Haziran seçimleri sonrasında aldığı yüzde 13 oyla, yüzde 10'luk seçim barajını aşarak Meclis'e giren HDP, yeni bir rüzgar yakalamıştı. Seçimin hemen ardından yaşanan zafer havası ve tebrik faslı son bulmaya yüz tutarken, aslında HDP'yi çabucak köşeye sıkıştıracak bir yol da görünmeye başlamıştı.

Seçimlere sol genelinde büyük bir ittifak ile giren HDP, başta çözüm süreci ve Kürt sorunu olmak üzere pek çok konuda özgürlükler vaat eden bir programla halkın karşısına çıktı. Aleviler'in sorunlarından çevre problemlerine, gelir dağılımındaki eşitsizlikten dış politikaya kadar geniş bir alanda söylemler üretilmişti. Ancak seçimin hemen ardından HDP, adeta sadece Kürt sorununa odaklanmış bir görüntü vermeye başladı. Bu zaman diliminde yaşanan ve halk arasında 'Yeşil Yol' olarak anılan Doğu Karadeniz yaylalarını birleştirme adına bölgeyi betonlaşmaya mahkum eden çevre tahribatında dahi HDP'nin yüksek çıkması beklenen sesi kamuoyuna çok cılız olarak yansımıştı. HDP'nin çatışmasızlık döneminde Meclis'e girer girmez adeta diğer bileşenleri bir kenara koyarak tüm enerjisini Kürt sorununa ayırması, ilerleyen süreçte parti içinden ve dışından tepki alması muhtemel bir yönelimdi.

Başta HDP'ye karşı seçimlerde büyük oy kaybı yaşayan AKP olmak üzere diğer muhalefet partileri bu durumu eleştirme fırsatını kullanamadı. Belki de kullanmalarına zaman kalmadan PKK ile süren ateşkes dönemi sona erdi ve yeniden başlayan çatışmalar Türkiye'nin bir numaralı gündeminin yine terör sorunu olmasına neden oldu. HDP'yi köşeye sıkıştırabilecek bu eleştirel koz da böylece bilerek ya da bilmeyerek muhalefet partilerinin elinden alınmış oldu.


Yorumlar