Lisenin duvarındaki çerçeve


Mevsim bu sene eskisi gibiydi sanki yine... O evden erken çıktığı ve semtin yollarını arşınladığı zamanlardaki gibi... Ne sıcak, ne soğuk hava... Ne uzak, ne yakın okul... Ne acelesi var, ne de sıkışık zaman... İşte en sevdiği anlardı bunlar... Hem aylıklık edebiliyor hem de canı sıkılmıyor. Yapacak bir şeyleri var. Ama acelesi de yok.

Mevsim bu mevsim ya... Yine erken çıktı evden. Geçti o asfaltı yeni ama kendisi için tamamı eski sokaklardan. Yürüyemediği de oluyordu bazen sayısı iyice artan arabalardan. Ama o zaman da başını kaldırıp baktığında sokağa, yine bir anı çarpıyordu gözüne.

Dersler aynı, sıralar aynı, ödevler aynı, hayaller aynı... Monoton bir yıl daha bekliyordu onu Bahar Lisesi'nde. "Bir şeyler farklı olmalı" dedi kendi kendine. Yol boyunca düşündü bu yıl neyi değiştirebileceğini. Oturduğu sıra, sınıfın penceresinden gördüğü manzara bile aynı... 

Okulun kapısı göründü uzaktan. Gide gele ölçmüştü bu yıkık binadan kapıya kaç adım kaldığını. Tahmin ettiği gibi de çıktı. Tam 63 adım. Ama hala bulamamıştı neyi değiştirebileceğini. Tam bu düşüncesini yarına erteleyecekken hoca içeri girdi ve herkes ayağa kalktı. İşte o an tam karşısındaki çerçeveden bakan gözler ona yeni bir fikir verdi. Tahtanın üzerinde duran adamdı bu ülkeyi kuran. Minnet, şükran... Fotoğrafı, olmadı resmi süslerdi sınıfları... Çok rağbet gören bir okul değildi Bahar Lisesi ve boş sınıfı çok olan. Bu sınıflardan birisindeki fotoğraf değişse okul pek bir şey kaybetmezdi okulluğundan. Ama onun için çok şey değişirdi. Çünkü oydu onun içindeki ülkeyi kuran.



Yorumlar